Etiketler

Etiketler

2 Mart 2019 Cumartesi

29.04.2008

saat 16.43 meselellerde birikti zamanda kısıtlı. günlük iki saat yazmalı ki anca yetiştiririz ama yazamıyorum. şu an itdurmaz  diye tabir edilen eğitim alanındayız. kapalı anfide oturuyoruz saat 14.30 dan beri buradayız ve başka birşey yapmadık. niçin geldik bilmiyoruz. galiba planda birşey yok ama yemek zamanına kadar bizi bekletiyorlar. az önce komutan epey uzun bir fırça kaydı. neler mi söyledi derseniz. aslında pek birşey söylemedi. tuhaf bir mantalite var. söylediklerinin iler-tutar yanını bulmak oldukça zor. sabahtan şu ana kadar da anlaşılması gereken yeni şeyler birikti. fakat daha önceki aldığım notları bile bitiremedim. hem eski notlara eklenmesi gereken yeni şeylerde geldi aklıma. hepsini ne zaman nasıl anlatacağımı bilemiyorum. aslında hafta sonları epey vaktimiz oluyor. önmüzdeki hafta sonuna mı bıraksam yazma istediklerimi diye düşünüyorum. ben en iyisi biraz bugünden bahsedeyim. bu sabahta kahvaltıya gitmedim. 5.30 da uyandım ama kahvaltıda verilen peşin şekerli teneke bardaklı ... çayını içmek imkansız olduğu için gitmek istemedim sonra tekrar uyumuşum ki 6.15 de komutan geldi. bu komutan kısa dönemlerin en çok sevdiği komutanlardan biri. namı da nombacı niye böyle dediklerini bilmiyorum. koğuş kalk diye sert bir bağırış yaptı. hemen doğruldum yataktan. bana tıpkı filmlerdeki gibi geldi. söyler söylemez doğruluşum. tabi bana böyle geldi. komutana sorsak belki ne der. gıcık bir komutan var, beni kavga ettirmeyin dedi komutan. hemen kalktık, giyindik derken saat 7.00 oldu. bu arada bizim kattaki tuvaletlerde de tadilat varmış, kapanmış. yani benim banyomda kapandı. halbuki alışmıştım. şimdi yeni bir yer bulmka lazım. neyse karın aç tabi zulada bisküvi de bitmiş. kantine gideyim dedim. baktım poğaça gelmiş. fakat vermiyorlar, sayım varmış. yani önce sayacaklar sonra satacaklar. saat 7.25 oldu. anca alabildim. tam 10 tane aldım poğaça, çünkü epey kahvaltı yapmayan var. iki tanesini yiyebildim, gerisini arkadaşlara dağıttım, tabi bazıları bir poğaçayı da  3e böldü. manga sırasında benim iki önümde olan bir arkadaş var o da poğaçayı bu kadar özliyeceğim aklıma gelmemişti deyip bir küfür savurdu. hakkaten doğru söylüyordu. sivil hayatta lokum gibi poğaça satan dükkanlar arasından tercih yapar dururduk fakat şimdi ekmek gibi poğaçayı bile ölmüş gibi yiyoruz. hayat bize zamanla değersiz şeylerin bile aslında değerli olabileceğini öğretiyor. mesela sadece ulaşabilirlik. ulaşamadığın adi şeyler değerli ulaştığın kaliteli şeyler de değersiz geliyor. hayat işte.

bugün yine beni fırçalayan komutan var. komutan dediysek iki kazıklı uzman çavuş. sonuçta komutan tabi ki. biraz arayı düzelttik diye düşünüyordum ama bugün yine takıldık herhalde. neyse anlatırım. biraz sıklıdım bu arada. millet de anfiden çıktı yavaş yavaş anfinin önünde gezinti yapıyor. bende gezicem biraz.

18.17 çok iyi ya epey güldüm bak şimdi. hemende not aldım, unutmayayım diye. bugün itdurmaz da olan bir hadise hakkında. ama şimdi vakit yok. sonra anlatıcam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder