Etiketler

Etiketler

3 Mart 2019 Pazar

02.05.2008

22.57 bugün tek kelimeyle haşatımız çıktı. resmen pert olduk. komutanlara da iyice acıdık ve acizliklerini gördük. sabah içtimasından sonra eğitim alanına götürdüler. diğer kısa dönemleri de getirdiler. yani birliğin kendi kısa dönemleri, bizler il jandarma kısa dönemleriydik ve onlardan ayrı yerdeydik. yemin töreninde hep beraber tüm kısa dönemler olarak yürüyeceğimiz için beraber çalışma yapacaktık. Eee! yumurta kapıya geliyordu. bir hafta kalmıştı yemin törenine. 8li kol düzeni dizildik. karışık olarak 1. 2. 3. takımlar ve diğer 12 kısa dönem. sıralar karışmıştı, kimsenin kimseyle doğru düzgün muhabbeti yoktu. başladık beraber yürümeye. yürüyüş olarak bahsettiğim şeyler ise şunlar;

çark: sıra halde dönüşlerde yapılıyor. sağa döneceklerse sağ baştaki sabit yerinde dönüyor diğerleri de en sola kadar hızını düzenli arttırarak dönüş yapılıyor ve en soldaki eleman da tam döndükten sonra sağ baştan tekrar marş marş gidiliyor.

uygun adım; hep beraber sol ayağı sert ve sağ ayağı yavaş vurmaya deniyor. solun hızlı, sağın yavaş vurmasından kaynaklanan ses farkından ayaklarımız birbirimize uyum sağlıyor. komutanlar düdük ile de bu ritmi sağlıyor. hatta bugün davul ve zil eşliğinde yürüdük.

tören yürüyüşü; protokolden geçerken ayaklar kırılmadan yürünür, işte bu çok zor.

bir diğer mevzuda baş ve kolların duruma göre hareketi. bunlar bazen karışabiliyor. çünkü pratik eksikliği var. fakat komutanlar hemen yapılmasını istiyorlar. işin diğer tarafı ise sadece sözel uyarıcılar ile bize yaptırmaya çalışıyorlar. yani eğitimci yönleri tam olarak sıfır. adam çarkı anlatırken, sol baştaki sabit diğerleri de ona bakarak uygun adım dönecek bu kadar basit diyor. şimdi sen bundan ne anlarsın. hem çok nerede başlıyacak nedere bitecek o da belli değil. bir öğretmen olarak ve mesleğimi bilfiil 5 sene yapmışlığıma da güvenerek söylüyorum ki bana verseler 1 günde nizami yürütürüm. ama tam komuta bende olacak. bir süre sonra birde bağırmaya başlıyorlar. sanki 20 yaşında askere gelen çocuklarız ki onlar bile bağırılmaktan birşey anlamaz. iyice bazuyoruz fazla hakaret yeyince. biz gerçi hakaret yönünden rahatız. komutanlarımız kızmak ve fırçalamaktan ileri geçmiyor. gerçi geçen gün olan olayı anlatmadım. notlarda var, yakında yazarım. diğer kısa dönemleri çalıştıran komutan 22 yaşlarında yeni mezun herkes 3,5 yaş ondan büyük. işte o astsubay diğer kısa dönemlere çok hakaret etmiş. bu hakaretlerin bir nedeni de okumuş olmamız. zaten ilk söze başladıklarında bir de okumuş olacaksınız deyip duruyorlar. kendileri hiçbir şey olamamış ve uzman çavuş ya da astsubay olmuştur şimdi bizim okumuşluğumuza laf atıyorlar. aslında bu lafları bilinç altı ürünü. bizi kendilerinden üstün görüyorlar(halbuki bu yanlış) bu görgüyü bizde düşünce olarak var zannediyorlar ve altalamaya çalışıyorlar. yani belki  biz sizin kadar okuyamadık ama sizden daha iyiyiz ve sizde becerikliyiz demeye getiriyorlar. bak size anlatıyoz ve anlamıyorsunuz diyorlar. hatta bizim bir ziyaretçi arkadaş var ona komutan spastik misin sen demiş. hani şu bana takan komutan. arkadaşta spastik olsam burada olmazdım demiş. yani okudum mu demek istiyorsun demiş.hemen meseleyi yine okumuşluğumuza getirmiş. arkadaşta o manada değil spastik olsaydım asker olmazdım. hem siz haddinizi bilin demiş. gerçekten bu sözü söylemiş. komutan birşey diyememiş tabi onu borusu birtek bize ötüyor zaten.

uzun sözün kısası istedikleri gibi yürüyemedik. tam olarak nasıl yürümemiz gerektiğini anlamadık işin açıkçası.  sonra bir fırça biraz ara tekrar yürü. sonra bir ara ve tekrar fırça. bu sefer de aralar kaldırıldı öğlen sonrası istirahatte kaldırıldı emri geldi. biz başladık sahanın etrafında yürüyüşe tam tamına 1 saat 40 dakika yani 100 dakika neredeyse Fenerbahçe-Denizlispor maçı kadar bir süre 100 dakika boyunca sahada 4 tane çark, uygun adım marş ve 50 metre dizleri kırmadan tören yürüyüşü.. yerden öyle toz kalkıyordu ki doğruca boğazımıza. resmen pert olduk. ayakları iflas eden arkadaşlar oldu. yemekten sonra yere uzandı ve düzleme dik bir şekilde 15 dakika ayakları dayayarak anca dinlendirdim sızlayan ayaklarımı. öğleden sonra fazla yürümedik. ama yemin töreni sonrası kullanılacak izinlerle ilgili evrakları doldurduk. bu evraklarda da yine yapılmış olması için yapılmışlıklar vardı. evci iznine çıkıcaz ama henüz ne bir yer ayarlandı ne de otel, adres istiyorlar, komutanlar otellerin adreslerini bilmiyoruz deyince yaz işte diyorlar. yani resmen salla diyorlar. serçe parmağım durmaksızın ağrımaya başladı. yazamıyorum. tam olarak 35 dakikadır tutarak yazıyorum ve anca bu kadar oldu. bırakmam lazım. hafta sonu yarın belki toparlarız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder