şu an mesciddeyim. bu alayın içinde isteyenlerin namaz kılabileceği yaklaşık 50 kişilik bir mescid var. bende şuan burada cuma namazı kılmak için bekliyorum. bu bekleme nedense bana biraz tatlı geldi. etraftaki askerlerde tatlı bir telaş var. kimisi oturup dinleniyor, kimi birşeyler okuyor. böyle bir mekan insana çölde vaha gibi geliyor. bugün silahlı atış tekniklerini gördük. yatarak, oturarak, çömelerek, çökerek, oturarak bunlar hepsi birbirinden farklı teknikler. bu eğitimi burada it durmaz diye tabir edilen bir tepe var orada aldık. acayip esiyordu. tir tir titredik. ezan okunuyor namaza başlıcaz şimdi...
çorap kokusu namazda burnumu dağladı valla. bu bot işi belki askerliğin en zor kısmı. bir o kadarda manifestosu olan bir şey. mesela bağlama şekli bile özel. eğer farklı olursa komutandan fırça yenebilir. gerçi bize 3 farklı komutan 3 farklı bağlama şekli gösterdi. artık gelen komutana göre bağlama şeklini değiştiriyoruz. ya da diğer komutan böyle dedi komutanım diyerek topu taça atıyoruz. artık ikinci seçeneği kanıksadık. her durumda böyle diyoz ve yırtıyoruz. sonra bot hergün mutlaka boyama kuralı var. sanki ertesi gün podyuma çıkıcaz gibi botlar sabah pırıl pırıl oluyor. ilk eğitimde pert oluyor. sonra bot seni ezmeden sen botu ez diye bir tabir var. buradaki ezmek tabiri bildiğin ezmek. yani botu aldığında iri birini bulup botun heryerini güzelce ezdiriyorsun. bu sayede bot yumuşuyor ve ayağı vurma ihtimali düşüyor. sonra bot üzerine oturma var buna çökme de deniyor. bunu yazıyla anlatamam. bunla ilgili eski, yeni askerliğin ilk günlerindeki bir hatıramı anlatayım. şimdi komutan botun nasıl bağlanacağından bahsediyor. birini çıkardı kamuflajı sıyırttı, arkadaş uzun kalan ipi botun etrafından dolayarak bağlamıştı. bunu yapmamamız gerektiğini ve fazlalık ipin botun içine sokulması gerektiğini söyledi...
çekirdek yeme sesleri geliyor, canım çekti eğer kovmazsa gidip yicem. bu arada saat 21.40.. şuan 21.50. 10 dakika dahli olabildim. çünkü çekirdeğin sonuna yetişmişim. bu arada artık yavaş yavaş gruplaşma ve tartışmalar başladı. eee! iki hafta geçti artık insanlar yerlerine ve görevlerine alıştı, sahiplendi. tehlike görünce saldırganlaşıyor. bugün bir kaç tane küçük tartışma geçti. içtimaya geç kalan bir arkadaş bizim takımın yemeği son yeme cezası almasına sebep oldu. bu durum bazılarında rahatsızlık oluşturdu. geç kalan arkadaşta biraz rahat tavırlar sergileyince sinirler gerildi. tabi bir de bu olayın tarafları oluşunca kutuplaşma başladı. diğer bir olayda grup oluşturma faaliyetleri. bu durumda insanlar bir kaç gruba ayrılıyor.
1.kendi grubunu oluşturmak isteyenler: bu arkadaşlar içlerindeki liderlik sıfatlarına dayanarak belli bir süre sessizlikten sonra faaliyete başlıyor. ilk olarak bağlama çekiliyor, yani birşeyler ısmarlanıyor kesenin ağzı açılıyor. bazı sıradışılıklar yaparak dikkat çekmeye çalışıyorlar. başka liderlik sıfatı olanları ezmeye çalışıyorlar. her an ışık kapanabilir. saat 22:42 onun için şimdi kesiyoz. yarın devam ederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder